Dinleyicilerimizden

RTÜK'ün Açık Radyoyu 15 gün kapatma kararı özelinde her türlü baskıcı ve anti-demokratik uygulamayı şiddetle kınıyorum. Demokrasinin önünü açmak amacıyla başlatılacak her türlü kampanyaya destek vermeye hazırım.

Merhaba, bu ülkede hesap verme gereksinimi duyulmaması vakayı adiyeden sayılıyor, ama bu kadarının da fazla olduğunu düşünenlerdenim. Eğer bu yasaklama kararı 29 Eylül'e kadar değişmezse bunun bir şekilde protesto edilmesi gerektiğini (mümkünse kalabalıkça) düşünüyorum. Açık Radyo'ya 'açık' olduğu için teşekkürler ve kolay gelsin.

Sayın RTÜK Yetkilileri, Açık Radyo'yu kapatma kararınızı okudum. Charles Bukowski'nin ifade biçimini beğenmemiş ve genel ahlak, toplum huzuru ve Türk aile yapısına ilişkin yayın ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varmışsınız. Bugünlerde Don Kişot'u tekrar okuyorum.

Gerçekten söylenebilecek bir şey bulamıyorum. Bu tür olaylara nasıl tepki verilebilecek onu da bilemiyorum. Charles Bukowski'nin çok önemli bir edebiyatçı olduğunu kanıtlayabilmeye uğraşsak bile okumayan bir topluma bunu anlatabilmek çok zor sanırım.

Sokakta, okullarda, radyolarda canlı yayında ve TBMM'de bile daha ağır küfür sayılabilecek sözcüklerin rahatça kullanıldığı Türkiye'de kapatılmanız şaşırtıcı. Sevgiler.

Sevgili Açık Radyo çalışanları. Hakkınızda çıkan 15 günlük kapatma kararı hepimizi dumura uğrattı ve şok etti. Açık Radyo dinleyenlerinin arkanızda ve hakkınızı savunmak için her türlü yardıma hazır olduğunu bilmenizi isterim. Sevgiler, Açık günler.

Sevgili Açık Radyo, Lütfen 'sakıncalı yayın' yapmaya devam edin. Somut desteğe hazırız.

1981 yılında, 21 yaşında, talihimin tatlı bir itişiyle 'Chez Basil' de (Paris) üstadımız J. Paul Sartre'ın masasına ilişmek şansım olmuştu. Türk olduğumu söylediğimde, bir beyefendi Jean Paul'e, Türkiye'nin onun kitaplarının girişini yasakladığını söylediğinde, içimi parça parça eden bir mahcubiyet duydum. Kendimi savunmak için "mais, Maitre, moi, je suis là" dedim.

Ben bir elektronik mühendisiyim. Radyonuzu "17 AĞUSTOS'U UNUTMA! ÇATLAKLARI SIVAMA! SIVATMA!" sloganı ile tanıdım ve bu çok özlü mesaj ile sevdim ilk olarak. "Kainatın tüm renklerine ve seslerine açık" olabilme becerisini gerçekten başarabildiğinizi de izliyorum yaklaşık bir senedir.

Radyomun değerli çalışanları, bugün radyomun 15 gün süre ile kapatılacağı haberi beni gerçekten çok üzdü. Şair bir başbakanla yönetilen bir ülkede sanata, gerçeğe ve özellikle edebiyata dair yayınları ile Türkiye'nin akıl almaz yoz habercilik anlayışı ile yayın yapan diğer çoğu radyo ve tv programlarına karşı bizlerin aklını koruyan yayınlarınızdan 15 gün süre ile ayrı kalmak inanın çok üzücü.

Geçmiş olsun... Bu memlekette herkes kendi dilinden ya da kaleminden dolayı yargılanıp cezalandırıldı, ama 'hikaye'den bir ceza ilk kez size 'nasip' oldu. Bir sürü 'ilk'e imza atan Açık Radyo'nun böyle bir 'şey'i becerebileceği, doğrusu kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.

Bizim bu radyoya ihtiyacimiz var. Benim her sabah işe delirmeden gidebilmem için Açık Gazete'yi dinlemem gerekiyor.

Eğer yayınlar aynı kalıpta olacaksa o zaman çok seslilikten nasıl bahsedebiliriz?

Benim dinlediğim, günlük programımı kimi zaman belirli yayınların saatine uydurmaya çalıştığım bir radyoyu, (yani özel yaşamım içindeki bir unsuru) BENİM ADIMA kapatmaya da hakkı yoktur. Bu tıpkı, tanımadığınız birilerinin evinizin içine girip size ait şeyleri alip götürmesi, üstelik bunu iyiliğiniz için yaptığını söylemesi gibi bir şeydir.

Kararı az önce radyomdan,dinledim. Şu anki duygularımı anlatmam mümkün değil. Önce inanamadım, sonra saşırdım, şimdi ise çok kızgınım. Benim ahlakımı, "toplumun ahlakı" deyip nasıl tek örnek, kalıp bir ahlak anlayışına sokabilirler? Benim adıma karar nasıl verebilirler? Kararı şiddetle kınıyorum. Daima sizlerin ve radyomun yanındayım.

Sen kainatın tüm seslerine açıktın, ama maalesef kainat senin sesini kaldıramadı.

Türkiye'nin en fazla gereksindiği ve ne yazık ki en bağnaz olduğu konulardan biri olan ÇOKSESLİLİK açığını zarif ve esprili bir estetikle ve hünerle kapatmayı sürdüren AÇIK RADYO'nun sansürlenmesini tehlikeli, yanlış ve anlamsız bir karar olarak görüyor, protesto ediyorum.

Bu sabah sizden duydum ve kulaklarıma inanamadım. Böyle seviyeli bir radyo hangi gerekçe ile kapanabilir? Bütün kalbimle yanınızdayım. İnanın yalnız değilsiniz. Arkanızda büyük bir dinleyici ordusu var. O güçle mücadele edin. Kazanacaksınız. İçime gene müthiş bir karamsarlık çöktü. Biz nasıl ve ne zaman çağdaş olacağız? Cevabını vermek istemiyorum.

Sevgili Açik Radyo çalışanları, yayıncıları ve Yöneticileri, RTÜK kararını şiddetle protesto ediyoruz. Sizi gelecek adına bir umut olarak görüyoruz.

Arkadaşlar hepinize geçmiş olsun. Kararı şiddetle kınıyorum. Sanırım birisinin nasırına bastınız, tebrik ederim. Sevgiler, saygılar.