Dinleyicilerimizden
Yaklaşık 2 senedir Açık Radyo'nun dinleyicisiyim.
Sayın Eroğlu,
Bu sabah 98 yılı değerlendirmenizi dinlerken günlüğümde yer alan. size dair notlarıma göz attım. Amacı ileride çocuklarımın mekansız bir zamanda neler düşündüğümü bilmeleri olan bir defterde sizlerden ne çok bahsettiğimi görünce sizleri sevdiğimi anladım.
Açık Radyo'nun 3. yılı kutlu olsun…
Ooooo… günaydın! demeyin. Bilerek bekledim. Ben Açık Radyo'yu keşfettiğimde siz yayına başlayalı muhtemelen 3-4 hafta olmuştu. (Bu şehr-i İstanbul ki… Tanyeli'ye selam olsun. Belge'ye de selamlar)… O nedenle benim Açık Radyo'mun 3 yılı yeni doldu.
Yayınlarınızı beğeni ile takip etmekteyiz. Özellikle işe gidiş geliş saatlerinde sabah "açık gazete", akşam "açık dergi" programları hem kadroları hem de konularıyla biz iflah olmaz kasetçalar dinleyicilerinin pop antipatisinden ileri gelen özel radyo düşmanlığını sona erdirmiştir.
Dördüncü (rakkam ile 4) yayın yılına başladığınız bugün yeni yaşınızı kutluyorum. İzmit'te yaşayan birisi olarak her İstanbul'a inişimde kulağım daima Açık Radyo'da oldu. Yetmedi İstanbul'da yaşayan arkadaşlarım mümkün olduğunca programlarınızı banta alıp gönderdiler. Radyonuz ve ilgi çekici programlarınızla hasret giderdim.
Açık Radyo 3 yaşında,
"Açık Radyo bebeği minik Ada, şimdi 9 aylık!
İkisi de büyüyor,
Git gide güzelleşiyorlar.`
Dilerim minik ada okula başlarken,
Genç kız olurken,
Evlenirken, yani bir ömür,
Yani uzun yıllar
Birlikte oluruz.
Sizi nasıl keşfettiğımi hatırlamıyorum.Ama hesaplarıma göre yayına başladığınız ilk günlerden beri sizi dinliyorum.Çünkü insanın , sokakta, okulda , işyerinde , evinde , kısacası heryerde duymayı isteyeceği türden bir sessiniz , Hele İstanbul'un dayanılmaz trafîğinde yol arkadaşlığımızın ne anlama geldiğini bilemezsiniz.
Sizinle evrenin uçsuz bucaksız derinliklerine, tanımadığımız ülkelerine, denizlerine açıldık.
Bilmediğimiz, duymadığımız sadalara koştuk.
Dokunmadığımız, bir kere bile yüzlerini görmedeiğimiz insanların acılarını, sevinçlerini paylaştık.
Ne kötüsünüz! Ülkemize ve mahallemize dönemiyoruz.
bütün Açık Radyocular dikkatine
Nice yıllara!…
İzmir ve Kuşadası'nda yaşadığımdan, A.R. genellikle benim için "Orda , bir köy var uzakta!"vaziyetinde…
Ancak, "gitmesem de görmesem de" değil "duymasam da", ara sıra, "gidip görüyorum"…
Bu sabahki programınızla ilgili küçük bir düzeltme yapma gereğini duydum. “Ha ha said the clown” Yardbirds’ün değil Manfred Mann’in… Galiba “Still I am said” çalıcaktınız!
Sevgilerle
Sarhan Keyder
Merhaba, Sayın Ömer Madra…
Geçen günlerde "Açık Gazete"yi dinlerken fonda "Görevimiz Tehlike"nin müziğini duydum. Fakat temayı sürekli peşpeşe bağlamışlardı…
Kardeşim ben ciddi bir şirketin ciddi bir müdürüyüm. Allah'tan şirkette iş yaparken sizi dinlemiyorlar yoksa zaten çalışamazlar.
Sabahları işe geç kaldım telaşı ile alel acele arabamdan inerdim. Sizin yüzünüzden inişimin temposu 3-5 dakikaya kaydı. Her cümle de yine ne geliyor diye farkında olmadan oyalanıp toparlanıyorum.
I was exceptionally pleased to meet you last week. I had equipment breakdown, hence the delay in sending you the attached.
İkinci yaşınızı kutlamak için geciktiğimin utangaçlığı içinde hiç yazmamaktansa geç yazmayı yeğledim.
İlk TV'de bir programda Ömer Madra'dan Açık Radyo'yu duymuştum.
Sonra oğlumun okulundan gelen Tanyeli Erkman söyleşileri haberi ile dinlemeler başladı.
Sevgili Açık Radyo'cular
İki yıldır sizlere katlanıyoruz,
Nasıl mı?
Evde, işyerinde ve yolda bir taşınabilir radyo ile dinlemek durumunda kalınca, hışırtı mı dersiniz? Yoksa parazit mi dersiniz? Bilemiyoruz, sizleri dinleyemiyoruz. Daha doğrusu dinlemeye çalışarak sinir oluyoruz.
